ÖZGÜR BASIN ÇOĞULCU BİR TOPLUMUN OLMAZSA OLMAZIDIR!
Tarih: 3.11.2023 | Okunma Sayısı:
222
Özgür Basın Çoğulcu Bir Toplumun Olmazsa Olmazıdır!
Son dönemlerde yaptığı haberler nedeniyle
“Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma” suçu kapsamında tutuklanan gazetecilerin sayısı artmaktadır.
Anayasamızın 26. Maddesi, düşünce ve düşünceleri yayma özgürlüğünü güvence altına almaktadır. Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesinin 19. maddesi ve Avrupa insan Hakları Sözleşmesinin 10. maddesi ifade özgürlüğü hakkını; yani herkesin her türlü haber ve görüşü araştırma, alma ve verme hakkını düzenlemektedir. Basın, özellikle de haber aktarma, kamusal meselelere dair yorumda bulunma ve kamuoyunu bilgilendirme yoluyla bireylerin bu hakkı kullanmalarına olanak sağlamada temel bir rol oynamaktadır.
Ülkemizde giderek artan düzeyde bir saldırıyla karşı karşıya kalan ifade özgürlüğü; kamusal tartışma ve kanaat oluşumunu mümkün kılarak demokratik toplumun oluşmasına katkı sağlayan temel bir haktır. Medya faaliyetlerinin, ifade özgürlüğü hakkına yerleşik bulunduğu ve kamuoyunu ilgilendiren meselelere yönelik halkın bilgilenmesi hakkının temel ön gereğini oluşturduğu da asla unutulmamalıdır. Bu nedenle gazetecilerin yargı tehdidine maruz bırakılması, gözaltına alınması ,tutuklanması ve cezaevinde kötü muameleye maruz bırakıldıkları iddiaları toplumun geleceği ve ülke demokrasisi açısından önemli bir tehlikedir.
Hukukun üstünlüğüne dayalı bir toplumda, bireyin ve toplumun en temel güvencesi şüphesiz bağımsız ve tarafsız yargıdır. Ülkemizde, kronik bir hal alan yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı meselesi son günlerde kamuoyunda yeniden tartışmalara konu olmuştur. Yargı kararlarının uygulanmaması, başta savunma hakkı olmak üzere adil yargılanma hakkına yönelik ihlaller ve kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkının ihlali boyutundaki ölçüsüz tutuklama kararları, toplumda yargıya olan güveni ciddi şekilde azaltmaktadır. Bir kez daha hatırlatmak isteriz ki yargılama faaliyeti yapan ve adaleti sağlamakla görevli yargı mensuplarının, her türlü otorite ve güç odağından bağımsız olmadığı, tam bir tarafsızlık içinde görevini yapamadığı bir düzende hukuk ve adaletten bahsedemeyiz.
Bu tutuklama kararlarıyla, yargı pratiğinde bir kez daha adil yargılanma güvenceleri göz ardı edilerek, aşırı geniş tanımlanmış yasal mevzuat hükümleriyle, keyfi ve hukuki güvenlik hakkı ihlal edilerek yurttaşların yargı tehdidine maruz bırakıldığı görülmektedir.
Bizlere kanunla verilen "Hukukun üstünlüğünü ve insan
hakların savunmak ve korumak, bu kavramlara işlerlik kazandırmak" görevi kapsamında, Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında hak ve özgürlükleri tereddütsüz bir sekilde savunmaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.