KONUŞMA METNİ
Tarih: 5.04.2015 | Okunma Sayısı: 1711
          Saygıdeğer Meslektaşlarım, Değerli Basın Mensupları, Değerli vatandaşlarımız,
 
     Şahsım ve Aksaray Barosu adına hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyor, savunmaya değer verenlerin ve tüm meslektaşlarımın  “Avukatlar Günü”nü kutluyorum.
 
     Son günlerde yargının kurucu, bütünleyici ayrılmaz bir parçası olarak gördüğümüz savunma ve temsilcileri olan avukatlar üzerinden aslında adaletin kalbine yapılan saldırıların yaşandığı bir dönemde mesleğimizi anlatmak, baroların yalnızca meslek kuruluşları olmayıp hukuk adına, demokrasi adına görüşlerini paylaşmak için bir kez daha buradayız.
 
     31 Mart 2015 tarihinde adalete karşı yapılan menfur terör saldırısı sonucu Cumhuriyet Savcımız Mehmet Selim Kiraz ve tüm meslektaşlarımıza Allah’tan rahmet, tüm yargı dünyası ile milletimize başsağlığı diliyor, acısını yüreğimizde hissettiğimizi ifade ediyoruz.
 
     Avukatlık mesleği hiç şüphesiz dünyanın en eski ve kadim bir mesleği olup hakkın korunması ve adalete sunduğu katkı nedeniyle kutsal ve onurlu bir meslektir.
 
     Tarih boyunca her iktidar, kendilerini sınırlayacak ya da denetleyecek gücü elinde tutmak çabasında olmuşlardır.
 
     Günümüzde de durum değişmemiştir. Kuvvetler ayrılığına dayalı parlamenter hukuk sistemlerinin uygulandığı başka bir deyişle yasama yürütme ve yargı güçlerinin birbirlerini denetlemesi esasına dayalı demokratik hukuk devletlerinde, yargı bağımsızlığı ve teminatının korunması yerine, yürütme tarafından yargının kuşatılma çabası demokrasiye yönelik en önemli tehdit oluşturmaktadır.
 
     Hukuk devletinin olmazsa olmaz koşulu, yargının bağımsız, adil ve liyakata dayalı olmasıdır. Bu ilkeler,  toplum nazarında “kamu vicdanı” olarak tezahür etmektedir.
 
     Yargının kurucu bir unsuru olarak hakimler, savcılar ile yan yana yer alan avukatların ve savunmanın da kurumsal temsilcisi olan baroların da denetim görevlerinin bulunduğu ileri demokrasilerde tartışmasız kabul edilmektedir.
 
     Avukatlık, yalnızca duruşmalarda temsil görevinin yerine getirilmesinden ibaret olmayıp, hukukun üstünlüğü ve adalete sundukları katkıları nedeniyle bu denetim çarkının en önemli dişlilerinden biridir.
 
     Aksaray Barosu ve kayıtlı tüm meslektaşlarımızın Hukuk Devletinin tesisi yolunda asla düşüncelerini ifade etmekten kaçınmayacaklarını ve mücadele edeceğini ifade etmek isterim.
 
          Değerli Basın mensupları, Değerli Meslektaşlarım,
 
     Bu görev anlayışımız içinde şahsım ve Aksaray Barosu adına yalnızca mesleğimize değil milli birlik ve beraberliğimize de katkı sağlamak amacı ile her bir vatandaşımızın anlayacağı biçimde tespitlerimizi, değerlendirmelerimizi talep ve temennilerimizi paylaşmak isteriz.
 
          Ancak yakın zamanda neler olduğunu kısaca hatırlatmak istiyoruz:
 
     31 Mart 2015 günü İstanbul Çağlayan Adliyesinde yapılan terör eylemi sonucu bir yargı mensubumuz katledildi.
 
     Ülkemizin büyük kesiminde elektrikler kesildi. Yaşam felç oldu.
 
     İstanbul Kartal da bir siyasi parti binasına silahlı eylem düzenlendir.
 
     İstanbul emniyet müdürlüğüne bombalı saldırı düzenlendi.
 
     İstanbul da polise silahlı saldırı düzenlendi.
 
     04.04.2015 günü İç Güvenlik Paketi Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi.
 
     Yine aynı tarihte  sportif faaliyet sonrası bir spor kulübümüze ait takım otobüsüne  silahlı saldırıda bulunuldu.
 
     Bunlar sadece birkaç gün içinde gündemde yoğun biçimde yer alan olaylar.
 
          Aksaray Barosu olarak şu sorunun yanıtını arıyor ve uyarıyoruz:
 
     Türkiye’mizde neler oluyor? Milletimiz nasıl bu noktaya geldi?
 
          Değerli meslektaşlarım, Değerli basın mensupları,
 
     Ülkemiz toplumsal bir gerilim içerisindedir. Vatandaşlarımız adeta kamplaşmaktadırlar. Bu gerginliğin bir an önce sonlandırılması gerekmektedir. 7 Haziran 2015 tarihinde Genel Seçimleri öncesinde yaşanan olaylar endişe ile takip edilmektedir. Vatandaşlarımız kaygılıdır.
 
     Bu dönemde, her bir vatandaşımız ve her bir kurumumuz üzerinde düşen görevi hassasiyetle yerine getirmelidir.
 
     Başta siyasal partiler ve yöneticiler olmak üzere herkes birlik ve beraberlik içinde huzur içinde yaşadığımız bu topraklarda vatandaşlarımızı, kamplaştıracak, kin ve nefret duygularının yerleşmesine beyanlardan kaçınılmalıdır.
 
     Ayrıştırıcı değil bütünleştirici davranılmalıdır. Hiç kimsenin aynı düşünemeyeceği unutulmadan, her görüşe saygı duyularak, hukuka uyularak hoşgörü anlayışı hakim kılınmalıdır.
 
     Türk Demokrasisi hukukun üstünlüğü ilkesi ile ayakta tutulmalı, demokrasinin tüm kurum ve kuralları işletilmelidir.
 
     Avukatlarımız ve Baroların yalnızca demokrasiden, hukuktan ve adaletten yana olduğu insan haklarını korumakla görevli oldukları, hukukun üstünlüğünü savundukları bilinmelidir. Baroların ve avukatların siyasal bir sitemde muhalefet partisi gibi algılanarak hedef alınması son derece yanlıştır. Unutulmamalıdır ki, Barolar toplum huzur ve refahı için anayasal yükümlüklerini yerine getirmektedirler.
 
          Değerli basın mensuplarımız,
 
     Çağlayan adliyesinde yaşanan saldırı sonrasında adliyelerimizdeki güvenlik sorunlarının avukatlara fatura edilmesini kabul edemeyiz.
 
     Adliye binalarına girişlerde avukat olarak imtiyaz istemiyoruz.
 
     Tek talebimizin itilip kakılmadan, mesleğimizi itibarsızlaştırmadan yargının diğer unsurları olan hakimler ve savcıların tabi olduğu usule tabi tutulmamızdır.
 
   Avukatların da çalışma alanı olan Adliyelerin güvenliğinin sağlanmasında avukatlar üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirmekten kaçınmamışlardır. Hakim ve savcılarımızın tabi oldukları usul ne ise avukatlar da yargının bir unsuru olarak aynı usule tabi olmalıdırlar.
 
     Derdimizin aranmadan adliyeye girmek olmadığının bilinmesini istiyoruz.   
 
     Savunma mesleğinin kolluğun şiddetine maruz bırakılmasını ve İstanbul Baro Başkanına yönelen şiddeti kabul edemiyoruz.
 
     Avukatların itibarsızlaştırma çabaları aslında vekillerine yani vatandaşlarımıza yönelmektedir.
 
    Anayasa ile güvence altına  alınan temel hak ve özgürlüklerin  yürütme adına  kimi zaman kanunla kimi zaman ise doğrudan doğruya idari kararla sınırlandırılmasını kabul etmiyoruz.
 
     Kamuoyunda iç güvenlik paketi olarak adlandırılan yasa 4 Nisan 2015 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Öncelikle bilinmesini istiyoruz ki ne avukatlar ne de Barolar Molotof kokteylinin silah olarak kabul edilmesine karşı değildir. Ancak ne var ki bu yasa ile; yargı yetkisinin polis ve mülki idare amirlerine devredilmesi hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmayacağını bir kez daha ifade ediyoruz.
 
          Değerli Avukatlar, Değerli Basın Mensupları,
 
     Bütün yetkilileri Yargıya karşı duyarlı olmaya, Yargının sorunları için çaba göstermeye çağırıyoruz, Adalet Mülkün Temelidir, ancak Yargı daha fazla yıpratılır ise Mülk Temelsiz kalmak üzeredir. Sadece devletin en temel işlevlerinden birisi olan adalet hizmetlerini başarıyla ve özveriyle yürüttükleri için değil aynı zamanda insanların, insanlarımızın ortak iyiliği uğrunda çalıştıkları için, Yargının kurucu unsuru olan Avukatlarımız İle Avukat Dostlarına sevgi ve saygılarımı sunarak,  sözlerimi meslektaşımız Avukat  John W. Davis’in şu sözleri ile sonlandırıyor hepimizin avukatlar gününü kutluyorum.
 
     “Doğrudur, biz hukukçular, avukatlar köprüler kurmuyoruz, binalar dikmiyoruz, motor yapmıyoruz, resim boyamıyoruz. Yaptığımız bütün işlerde insan gözünün göreceği pek az şey var. Ama sorunları çözüyoruz; gerginliği gideriyoruz; hataları düzeltiyoruz; insanların yükünü üstleniyoruz; çabalarımızla barışçıl bir devlette insanların huzurlu ve adil bir yaşam sürmelerini mümkün kılıyoruz."      
 
               Avukatlar günümüz kutlu olsun. Saygılarımla
 
 
Av.Levent BOZKURT
Aksaray Barosu Başkanı

 

ETKİNLİK TAKVİMİ

26.12.2024
AV. ERÇİN MEVLÜT DÜZGÜN
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.