Dünya'nın yaşı 4.53 milyar yıl, canlılığın yaşı 3.9 milyar yıl, çok hücreli yaşamın yaşı 1 milyar yıl, ilk karasal omurgalıların yaşı 375 milyon yıl, ilk primatların yaşı 47 milyon yıl, ilk insansının yaşı 6 milyon yıl, ilk insan türünün yaşı 2 milyon yıl, türümüzün yaşı ise yaklaşık 200 bin yıldır. Görüldüğü üzere dünya canlılık tarihinde ortaya çıkan son tür biziz. Buna rağmen, insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliği olan aklı, ona gelişmeyi, büyük medeniyetler kurmayı bahşetmiş. Merhametli veya zalim onlarca medeniyet kurulmuş kaybolmuş zamanla.

Geldiğimiz bu noktada eriştiğimiz bilgiler çerçevesinde medeniyetin, bilimin ve teknolojinin hızla geliştiği bir çağdayız. Ne yazık ki bu ilerlemeye tezat -belki de paralel- olarak dünyada bizim dışımızda yaşayan canlıların yaşam alanlarını hızla daraltıyoruz. Yaşam alanlarını daraltmakla kalmıyor, insan keyfinin tatmini için av adı altında öldürüyor, istismar ediyor, türlerini yok ediyoruz.

Ülkemizde kamuoyuna yansıyan son haberler ve görüntüler tüm insanımız gibi bizi de vicdanen rahatsız etmekte. Sahibinin ihmali sebebiyle, küçük bir kızımızın ağır yaralanmasına sebep olan köpek sonrası uygulanmaya başlanan, belediyelerce sokak hayvanlarının toplanarak barınağa götürülmesi uygulaması kabul edilebilir değildir. Zira bilindiği kadarıyla barınakların bu yükü karşılayacak yeterli fiziki imkanı yoktur. Hayvanlar buralarda soğukta, daracık alanda yaşamaya zorlanmaktadır.

Öte yandan hayvanlar, özellikle belirli ırk köpekler olmak üzere, bazı kimselerce, karanlık odalara kapatılmak, çiğ et yedirmek, dövmek gibi yöntemlerle işkenceye uğramakta, saldırgan hale getirilmekte, sokakta bağsız ve insanları tehdit edecek şekilde dolaştırılmaktadır. Hiç kimse böyle bir tehdit altında yaşamak zorunda değildir. Nitekim gündemde olan son olayda da küçük kızın ağır yaralı hali olayın vahametini göstermiştir.

Biz insanoğlu bu dünyanın tek sahibi değiliz. Bunun farkında olmalı, doğaya karşı değil doğayla birlikte yaşamanın yollarını aramalıyız. Gelişen medeniyet doğaya rağmen değildir. Böyle bir medeniyet savaşını kazanmamız mümkün değildir. Bu tür aşırı müdahaleler doğanın dengesini bozacaktır. Sokak hayvanlarıyla ilgili bulunacak çözümler alanında uzman kişilerle istişare edilmeli, aşılama ve kısırlaştırma uygulamaları planlı bir şekilde yapılmalı, hayvanların yaşam ve özgürlük haklarına müdahale edilmemelidir.

Kamuoyuna bildiririz.

AKSARAY BAROSU ÇEVRE HUKUKU VE HAYVAN HAKLARI KOMİSYONU