BASIN AÇIKLAMASI METNİ

Saygıdeğer basın mensupları ve kamuoyuna.

Dün maalesef ülkece art arda kadın cinayetleri haberleri ile sarsıldık. İstanbul'da Av. Dilara Yıldız ve Mersin'de avukat kâtibi Raziye Oskay eski nişanlıları tarafından öldürüldü. Ailelerine sabır diliyoruz. Çok üzgünüz, çok öfkeliyiz ama çok kararlıyız. Defalarca söylediğimiz gibi kadın cinayetleri yalnızca bir kişiye yönelik eylemler olmaktan uzun zaman önce çıkmıştır. Bu eylemler cinsiyetçi bir tutum ve davranış kalıplarının sonucu olarak topyekûn kadın cinsine yöneliktir. Ama değişmeye mahkumdur ve öyle olacak. Kadınların en temel insan haklarının çiğnenmesine müsaade etmeyeceğiz. Önlenebilecek tehlikelerin çözümlerinin görmezden gelinmesine izin vermeyeceğiz.

Aksaray Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak gerek kurumsal çalışmalarla gerekse kurumlar arası iş birliği çalışmalarıyla kadınların insan hakları ve toplumsal cinsiyete yönelik farkındalık çalışmalarını yürüttük yürütüyoruz. Bunlardan öte kadına yönelik ısrarlı takip, taciz, tehdit ve hakaret suçlarında adli makamlarca yürütülen işlemlerdeki aksaklık ve eksiklikleri görüyor, mümkün olan her zeminde dile getiriyoruz. Ancak geldiğimiz noktada açıkça görülüyor ki tüm bunlar yeterli değil. Yetkili makamlarca radikal çözümler üretilmiyor. Çözüm üretmeyi geçtik İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmek gibi bir iradeyle tüm çabalarımız yok sayılıyor, ‘toplumsal yapı' argümanı kullanılarak ve kadına toplumsal hayatta var olma hakkı tanımayan tek bir aile yaşamı şekli tüm topluma dayatılmaya çalışılarak kadına yönelik şiddet eylemlerini körükleyecek söylemler geliştiriliyor. Şunu eklemek gerekir ki İstanbul Sözleşmesi'nin kastedilen toplumsal yapıya da ters düşen hiçbir tarafı yoktur. Sözleşmeden çekilme iradesinden dönülmelidir.

Bu aşamada komisyon olarak önemsediğimiz en önemli konu kadına yönelik suç eylemlerinin daha başından önlenmesi. Farklı mecralarda defalarca dile getirilen ama bir türlü uygulamaya konulmayan konulardan birisi özellikle kadına yönelik ısrarlı takip, devam eden tehdit, hakaret ve taciz vakalarında suçlunun psikolojik durumunun daha suçun ilk tekrarında işin profesyonelleri tarafından izleneceği, destekleneceği, ileriye yönelik değerlendirmelerinin yapılacağı böylece suçun kadının öldürülmesine kadar gitmesini önleyecek zorunlu tedbirlerin alınacağı bir sistemin daha fazla vakit kaybetmeden hayata geçirilmesidir. Bunun önemi erkek terörü kurbanı olan neredeyse tüm kadınların öncesinde mutlaka tehdit mağduru olmalarında, uzaklaştırma kararları almış olmalarında kendisini gösteriyor. Yani aslında ölüm tehlikesi suçlunun bu hastalıklı zihniyet ve ruhsal yapısı sebebiyle geliyorum diyor. Buna kayıtsız kalmak, suçlunun özgürlüğünün insanın yaşama hakkına tercih edilmesi mümkün değildir. Biz bu uygulamanın yasal düzenlemesinin yapılması, faaliyete konulması hakkında çalışma yapmak, öneriler getirmek, ilgili tüm kurumlarla iş birliği halinde kesin ve somut adımların atılması için üzerimize düşen her şeyi yapmak konusunda çok kararlıyız. Devletin, adalet bakanlığı başta olmak üzere tüm kurumlarına açık çağrımız kadınların maruz kaldığı bu kıyıma karşı çözüm odaklı ve suç işlenmeden önce önüne geçecek, suçlunun rehabilitesinin sağlanacağı radikal düzenlemelerin yapılması noktasındaki çağrımıza vakit kaybetmeden kulak vermeleridir. Kamuoyunu bilgilendirir, artık bu gidişata hep birlikte dur demek için destek olmalarını beklediğimizi bildiririz.

Hayatı ellerinden alınan meslektaşlarımıza bir kez daha Allah'tan rahmet, sevenlerine başsağlığı diliyoruz.

AKSARAY BAROSU KADIN HAKLARI KOMİSYONU