2015-2016 ADLİ YARGI YILI
Tarih: 1.09.2015 | Okunma Sayısı: 1342

 
Değerli  meslektaşlarım,
Saygıdeğer  vatandaşlarımız,
Değerli Basın Mensupları,


2015–2016 Adli Yılının başlaması  nedeniyle;  yargının kalbi   olan savunmanın temsilcileri avukatlarımızla Aksaray Barosu adına düzenlediğimiz törene  katılmanızdan   dolayı şükranlarımı sunuyor, her birinizi  saygı ve sevgi ile  selamlıyorum..

Sözlerime başlamadan önce , bu töreni güven içinde gerçekleştirmemizi  sağlayan ,ülkesi ve milleti uğruna  canlarını feda etmiş tüm şehitlerimize, vatan kahramanlarımıza  Allah’tan rahmet diliyor , yakınlarına ve Milletimize başsağlığı diliyorum.

Bu vesile ile  canımıza kasteden  hainleri  , terörü ve hangi kesimden olursa olsun tüm destekçilerini bir kez daha şiddetle  lanetliyorum.Bilsinler ki , yetim   bıraktıkları çocuklar sahipsiz kalmamıştır. Her biri Türk milletinin bağrından  yetişecek ve uzanan  elleri birer birer kıracaktır.
 
Değerli Basın mensupları ,Değerli vatandaşlarımız,
 
Adli Tatil olarak adlandırılan  20 Temmuz -31 Ağustos arası dönemde zorunlu durumlar dışında  yargısal faaliyetlere ara verilmekte  1 Eylül günü yeni bir Adli yıl başlamaktadır.

Adli yıl açılışlar törenleri ;  tüm dünyada uzun yıllardan beri  teamül olarak kutlanmaktadır. Ülkemizde de 1943 yılında başlayan açılış tören ve konuşmaları   gelenek olarak sürmüş ve 1973 yılında 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 59 ncu maddesi ile yasal dayanağa da kavuşturulmuştur.

Yargının kurucu unsurları olan hakim savcı ve avukatların  bir araya gelerek düşüncelerini, temennilerini ve tabiidir ki  yargıya ilişkin endişe ve  eleştirilerini paylaştıkları  bu geleneğe maalesef  12 Aralık 2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6572 sayılı yasanın 26 ncı maddesi ile son verilmiştir.

Savunmayı ve avukatları dışlayan “yargıda kuvvetler ayrılığını” hiçe sayan  bu düzenlemenin  aslında biz avukatlara değil vekili bulunduğumuz vatandaşlarımızın ifade ve düşünce özgürlüğüne yapılan bir saldırı olarak gördüğümüzü belirtmek isterim.

Geçtiğimiz yıl Danıştay bu yıl  ise Yargıtay da  düzenlenen programa Türkiye Barolar Birliği’nin  davet edilmemiş olması düşündürücüdür.

Değerli Basın mensupları,

Avukatlar siyaset yapmazlar.Ancak hukuk siyaseti yapmak da başka bir deyimle hukuku ve hukukun üstünlüğünü savunmak adına gördüğümüz eksiklikleri dile getirmek  de görevimizdir. Bizim tarafımız; daima hukuktur, hukukun üstünlüğüdür. Maksadımız; haktır, adalettir. Doğruya doğru, yanlışa yanlış demek biz avukatların ve baroların  namus borcudur.

Bu anlayışımız doğrultusunda ; özelde  ilimiz ve genelde  ülkemizde gündeme ilişkin tespit,  uyarı değerlendirmelerimizi de kamuoyu  ile paylaşmayı bir görev kabul ediyoruz:

1-Ülkemiz 7 Haziran Seçimlerinden sonra olağanüstü bir dönemden geçmekte hızla bir  bölünmeye sürüklenmektedir. Devletimizin  ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne yönelen alçak saldırılar  artarak devam etmektedir. Bu eylemler artık bir terör saldırısı olmaktan çıkmıştır.Ülkemizin belirli yerlerinde   sözde “öz yönetim” ve sözde “özerklik “ ilanları ile artık üniter yapımıza yönelen eylemli bir  ayaklanmaya dönüşmüştür.

2-Terörle ve terör destekçisi bölücülerle  mücadeleye taviz verilmeden,  kararlılıkla  devam edilmelidir.

3-Üniter devlet yapısından ,  Anayasanın ilk dört maddesi ile belirlenen Anayasal düzen  ve ilkelerden, hukuk devleti ve demokratik rejimden, ülkenin bir karış toprağından hiçbir şekilde vazgeçilemez ve taviz verilemez.

4-Hukukun üstünlüğünden ve hukuk devletinden  alsa vazgeçilmemeli, Hukuk kuvvete teslim olmamalıdır.Yargıda siyaset değil liyakat ve adalet hakim kılınmalıdır.

5-Demokrasi tüm kurum ve kurulları ile işletilmeli, millet iradesi hakim kılınmalıdır. Demokrasiden  ve hukuktan asla vazgeçilmemelidir.

6-1 Kasım da yapılacak seçimlerin güven içinde yapılması  sağlanmalı, Siyasette  belirli bir seviye ve üslup muhafaza edilmelidir.

7-Ülkemizin ve milletimizin   çıkarları, cumhuriyet değerleri ortak payda ve yol gösterici olmalıdır.

Değerli  basın mensupları, Değerli Vatandaşlarımız,

Yeni bir adli yılın başlangıcında , ülkemizin içinde bulunduğu bu olağanüstü dönemde ,  savunma ve savunmanın sıkıntıları ile  kamuoyunu meşgul etmek arzusunda değiliz. Bununla birlikte , yerel anlamda  önemli gördüğümüz birkaç hususu da paylaşmak istiyoruz.

2005 yılında yargının hizmetine sunulan Aksaray Adalet Sarayı artık “saray” olmaktan çıkmış, fiziki şartlar itibari ile hizmeti karşılayamaz duruma düşmüştür.

Avukatların kurumsal temsilcisi  Baroların Adliye binasında hizmet alanlarının kısıtlanma çabasına anlam veremiyoruz.

Aksaray’ımıza ve Aksaray Barosu’na yakışır bir hizmet binası  yapılması artık kaçınılmaz bir hal almıştır.Bu konuda tüm kurumlarımızdan samimi destek bekliyoruz.

Adliyelerin yalnızca  hâkim ve savcıların değil aynı zamanda savunmanın  temsilcisi biz  avukatların da  mesleklerini icra ettikleri  çalışma alanları  olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.

Hak arayan, emeğini  adalete sunan, ekmeğini  bu yolla kazanan avukatların  adliyelerde  yargı mensuplarına  yönelik bir  tehdit olarak  görülmelerini,  yargının diğer unsurlarından farklı bir usule tabi tutulmalarını kabul edemiyoruz.

Avukatlar da Adliye Binasına girişlerde  hakim ve savcılarla eşit usullere tabi tutulmalıdır.Avukatların da can güvenliği düşünülmeli gerekli tedbirler alınmalıdır.

Güçlü yargının ancak güçlü savunma ile mümkün olduğu unutulmamalıdır.
 
Değerli  vatandaşlarımız ,Basın mensupları,

Bu duygu ve düşüncelerle , öncelikle milli birlik ve beraberliğimizin  kuvvetlendiği ,  hukuk ve can güvenliğinin tesis edildiği , yargıya  ve adalete güvenin üst düzeyde tesis edildiği, avukatların hak ettikleri itibarı gördükleri  bir adalet yılı yaşanması temennisi ile  Aksaray Barosu ve şahsım adına saygılarımı sunuyorum.
 
 
Av.Levent BOZKURT
Aksaray Barosu Başkanı

ETKİNLİK TAKVİMİ

26.12.2024
AV. ERÇİN MEVLÜT DÜZGÜN
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.